Vegan, Vejetaryen ve Omnivor Beslenmesindeki Emisyon Farkı Şaşırttı

Vegan, Vejetaryen ve Omnivor Beslenmesindeki Emisyon Farkı Şaşırttı

Son yıllarda yapılan araştırmalarda, bireylerin çevresel endişeler dolayısıyla beslenme modellerinde değişikliğe gittiği açık bir şekilde görülüyor. Özellikle vegan ve vejeteryan beslenme, sürdürülebilirlik odağında dünya çapında büyük ilgi görüyor. BBC Future’un öncülüğünde York Üniversitesi tarafından yapılan araştırma, vegan beslenmenin vejeteryan ve omnivor beslenmesine kıyasla oldukça az karbon emisyonu yarattığını ortaya koyuyor. Dünya Vegan Günü olarak ilan edilen 1 Kasım, bu açıdan veganların sadece beslenme tercihlerini değil; gezegene ve canlılara olan bilinçli yaklaşımlarını da kutladıkları özel bir tarih olarak öne çıkıyor 

Farklı Diyet Türlerinin Emisyonlara Etkisi Mercek Altında

Yapılan gıda tüketim araştırmaları, son yıllarda doğrudan veya dolaylı olarak “eko-anksiyete” adı verilen bir kavrama işaret ediyor. Ekolojik değişimlerle ilgili yüksek kaygı ve endişe duymak olarak açılan bu kavram, bireylerin beslenme şekillerine doğrudan etki ediyor. Bu bağlamda vegan, vejetaryen, ketojenik, paleo ve omnivor beslenme türlerinin sera gazı emisyonlarına etkisi daha detaylı bir şekilde araştırılıyor. The American Journal of Clinical Nutrition’da yayınlanan çalışma, ketojenik diyetin bin kalori başına 3 kilogram (kg) karbondioksit (CO₂) ortaya çıkardığını ifade ediyor. Aynı çalışmada paleo diyetin ise bin kalori başına 2,6 kg CO₂ yaydığı paylaşılıyor.

York Üniversitesi tarafından yapılan araştırma, öncül çalışmalardan farklı olarak vegan, vejetaryen ve omnivor beslenmenin emisyonlara etkisini haftalık bazda ortaya koyuyor. Buna göre araştırma, vegan beslenmenin haftalık 9,9 kg, vejetaryen beslenmenin 16,9 kg, omnivor (hem etçil hem de otçul) beslenmenin ise 48,9 kg CO₂ ortaya çıkardığını açıklıyor. Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Ajansının verilerine göre karbondioksit salınımının en fazla olduğu diyet türü olan omnivor beslenmede sadece bir haftalık karbon emisyonunun, benzinli bir arabayı 194,7 kilometre sürmeye ve 5 bin 948 adet telefonu şarj etmeye denk geldiği paylaşılıyor.

Pişirme Şekli de Emisyonlar Üzerinde Rol Oynuyor

Nature Food dergisinde yayınlanan çalışmada evde yemek pişirmenin belirli gıdalarla ilişkili toplam emisyonların yüzde 61’ine tekabül ettiği paylaşılıyor. Bu nedenle beslenme türlerindeki emisyon oranlarının sadece tüketilen gıdalarla ilgili olmadığı ortaya çıkıyor. Örneğin; vegan gıda tüketiminin olduğu bitki bazlı beslenme modelinde fırında pişirme yönteminin tercih edilmesi, halihazırdaki emisyon değerlerini yüzde 80 oranında etkileyebiliyor. Bu nedenle farklı beslenme türlerinde pişirme yöntemlerinin gözden geçirilmesi de önemli bir gereklilik olarak vurgulanıyor.

Sürdürülebilir Beslenmenin Olumlu Etkileri Düşük Emisyonla Sınırlı Değil

Oxford Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, beslenme modellerinin emisyonlara etkisinden farklı bir noktaya odaklanıyor. Çalışma vegan, vejetaryen, pesketaryen ve omnivor olarak tanımlanabilecek esnek beslenme modellerinin maliyetlerini ortaya koyuyor. Araştırmanın sonucunda, sürdürülebilir beslenmeye dahil olan vegan ve vejetaryen beslenmenin diğer beslenme modellerine göre çok daha az maliyetli olduğu ifade ediliyor.

Oxford Üniversitesi Sosyal Bilimler Bölümüne ait araştırma ve politika birimi Oxford Martin School’un bünyesinde yürütülen “Gıdanın Geleceği Programı” araştırmacısı Dr. Marco Springmann, gezegen için iyi bir seçim olan sürdürülebilir beslenmenin maliyet açısından da olumlu bir yönü olduğunu vurguluyor. Bu noktada temiz ve kaliteli sürdürülebilir gıda üretimi yapan markaların tüketiciler tarafından daha çok tercih edilmesi bekleniyor.

Kaynaklar: