Gıda Tüketiminde Yeşil Devrim: Bitkisel Beslenme!

Gıda Tüketiminde Yeşil Devrim: Bitkisel Beslenme!

Bitkisel beslenme veya yaygın olarak bilinen ismiyle vejeteryanlık, hayvansal kaynaklı gıdalar yerine bitkisel kaynaklı besinlerin tüketilmesini içeren bir beslenme şekli. 2016 yılında yayınlanan Vejetaryen Beslenme ve Sağlık Üzerine Etkileri isimli araştırmaya göre vejetaryenlik özellikle Hindu, Budist ve Jain dinlerine inanan topluluklar tarafından Asya'da ve ABD'de uzun yıllardır sürdürülmekte olan bir beslenme alışkanlığıydı.

Kökenleri milattan önceye kadar dayanıyor olsa da bitkisel beslenme son yıllarda oldukça popülerlik kazandı. Öyle ki Beslenmede Vejetaryen Modeli isimli araştırmada yer alan bilgilere göre, 2018 yılında dünya nüfusunun yüzde 8 ila 10 arasında vejetaryen olduğu ve bunun oranın da yaklaşık olarak 400 milyon kişiye eş değer olduğu tahmin ediliyor. Aynı tahminler, bu sayıların her geçen yıl arttığını da gösteriyor.

Bitkisel Beslenme Trendi Neden Bu Kadar Çok İnsanı Etkiliyor?

Bitkisel beslenmenin kökenleri bu kadar eskiyse, neden günümüzde bu kadar çok insanı etkisi altına alan bir trende dönüştü? Beslenmede Vejetaryen Modeli isimli araştırmada yer alan bilgilere göre bitkilerde yer alan fitokimyasal maddelerin hücreleri koruyabilen antioksidan ve antienflamatuar özelliklerinin keşfedilmesi, bitkisel ürünlerin, özellikle meyve ve sebzelerin tüketimine olan ilgiyi artıran unsurlardan biri. 

Bitkisel Beslenmenin İnsanlar Üzerindeki Etkileri

Bitkisel kaynaklı beslenmenin yararları uzmanlar tarafından da kabul ediliyor. Toplumumuzda hüküm süren kardiyovasküler ve onkolojik hastalıklar, obezite ve diyabet hastalıkların önlenmesinde bitkisel beslenmenin önemli bir rolü olduğu araştırmalarla da kanıtlanmış durumda. Tüm bu veriler neticesinde zindeliğini korumak ve iyileştirmek isteyen bireyler için bitki bazlı beslenme giderek popülerleşiyor. 

Bitkisel Beslenme ile Daha Yeşil Bir Geleceğe Doğru Yolculuk

Vejetaryen diyetlerine olan ilgi sağlık sorunlarının ötesine de geçiyor. Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi’nde 2018’de yayınlanan Çiftlik Hayvanları ve Küresel İklim Değişikliği Arasındaki Etkileşim isimli araştırmaya göre hayvansal gıda üretimi, karbondioksit emisyonunun yüzde 9’unu, metan (CH4) emisyonunun yüzde 35 ila 40’ını ve küresel ısınma üzerinde güçlü etkisi bulunan azot protoksit (N2O) emisyonunun ise yüzde 65’ini oluşturuyor.

Bitki tabanlı beslenme planlarının hayvansal ürünler beslenmeye kıyasla daha az doğal kaynak kullandıkları ve çok daha az çevresel hasarla ilişkili oldukları belirtiliyor. Bu da bitkisel beslenmenin tercih edilme sebepleri arasında ayrıca önemli bir yer tutuyor.

Kaynakça:

Tülay Özcan, Serap Baysal, Vejetaryen Beslenme ve Sağlık Üzerine Etkileri, U. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2016, Cilt 30, Sayı: 2

Zehra Dilistan SHIPMAN, Beslenmede Vejetaryen Modeli, AYDIN GASTRONOMY, 2021

Mehmet Koyuncu, Hilal Akgün, Çiftlik Hayvanları ve Küresel İklim Değişikliği Arasındaki Etkileşim, U. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2018, (çevrim içi)

Claire T McEvoy, Norman Temple, Jayne V Woodside, Vegetarian diets, low-meat diets and health: a review. Public Health Nutr., 2012, (çevrim içi)